/* Blog Hocam İletişim Sayfası */ .contact-form-widget { width: 500px; max-width: 100%; margin: 0 auto; padding: 10px; background: #E6E7E8; color: #000; border: 1px solid #656E75; box-shadow: 0 1px 4px rgba(0, 0, 0, 0.25); border-radius: 10px; } .contact-form-name, .contact-form-email, .contact-form-email-message { width: 100%; max-width: 100%; margin-bottom: 10px; } .contact-form-button-submit { border-color: #656E75; background: #E6E7E8; color: #000; width: 20%; max-width: 20%; margin-bottom: 10px; } .contact-form-button-submit:hover{ background: #679EC9; color: #ffffff; border: 1px solid #FAFAFA; } /* Blog Hocam İletişim Sayfası */

19 Şubat 2016 Cuma

50 Suudi Arabistan Bölüm 1 : Medine

Medine Mescid-i Nebevi

Nice insanlar vardır gitmek için yanıp tutuşur, nasip olmaz. Bizim de, elbette her Müslüman gibi kutsal toprakları görme isteği içimizde vardı. Etrafımızda gidenleri gördükçe, merakımız daha da artıyordu. Ama hadi gidelim niyetine de girmemiştik. Her şey bir anda gelişti, sömestr tatiline denk gelen günler için yapılan umreye kayıt yaptırırken bulduk kendimizi.

Annem, babam, eşim ve ben. 4 kişilik kaydımızı yaptırdık. Suudi Arabistan, Mekke ve Medine'ye giderken umre-hac vizesi talep ediyor. Bunun içinde en az 6 ay süresi olan pasaportunuzun olması gerekli. Tüm işlemleri tur şirketi takip ettiği için, pasaportlarımızı verdik, tamamlanınca hazır elimize geldi. 45 yaş altı kadınların tek başına ülkeye seyahatine izin verilmiyor. O nedenle yanınızda ya babanız, ya abiniz, ya da eşiniz olması gerekli. Nüfus Müdürlüğü'nden aldığımız belgeyi de ilettik ki eşimle gittiğim belli olsun. Ki vizeye de eşimin adını işlemişler zaten. Ayrıca Suudi Arabistan'a uçuşlarda, menenjit aşısı isteniyor. Sağlık ocağından bu aşılar ücretsiz vuruluyormuş. Ancak biz KKTC'de olduğumuzdan vurduramadık, neyse ki ülkeye girişte soran da olmadı.

Bizim turumuz 3 gece Medine, 8 gece Mekke idi ve direk Medine'ye uçup, otobüs ile Mekke'ye gidecektik. Atatürk Havaalanı'na gitmek üzere evden çıktığımız anda, lapa lapa kar yağmaya başladı. Çok hoş bir duyguydu. Ama 1 saat rötar yaşamamıza da neden olacaktı. Medine- İstanbul arası 2400 km. Yaklaşık 3 saatte Medine Havalimanı'na vardık. Bu arada THY, hediye olarak uçakta, bel çantası dağıttı herkese. Çantanın içinden seccade, çorap, hurma, ayakkabı için az yer kaplayan sırt çantası, sayaç matik çıktı. Adamlar çok iyi düşünmüşler vallahi, 12 gün boyunca hepsini kullandım.

Medine Havalimanı, şehir merkezine çok yakın. Modern bir havası var, öğreniyorum ki TAV yapmış, yap işlet devret modeliyle. İner inmez Türk imzası olan bir yer görmek çok hoşuma gitti. Pasaport kontrolden geçişler oldukça yavaştı. Polis kabininin yanına bildiğiniz profesyonel bir fotoğraf makinesi koymuşlar, onunla fotoğrafınızı çekiyorlar ve parmak tarayıcı ile orada tüm parmaklarınızın izini kaydediyorlar. Benim pasaporttaki resim açık, kendim kapalı olunca (mecbur kapatmak zorundasınız, Suudi Arabistan'da başı açık kimse görmedim. Hem de İran usulü değil, saçlar hiç görünmeyecek şekilde), polis bir bana bir resme bakıp durdu. Normalde saçı açık olan biri Umre'ye gidemez diye mi düşünüyordu acaba?

Havalimanından çıkınca otobüslere bindik ve otelimize geçtik. Valizlerimizi bırakıp, yemeğimizi yeyip, turdaki herkes ile beraber Mescid-i Nebevi'ye yani Peygamberimiz Hz. Muhammed'in bulunduğu mescide yola koyulduk. Medine'deki oteller, Mescid-i Nebevi'nin hemen çevresine yapılmış, o nedenle yürüme mesafesindeler. Bizim otelimiz de 6-7 dakikalık bir yürüme mesafesindeydi. Bunun ne büyük nimet olduğunu meğer Mekke'ye gittiğimizde anlayacakmışım.





Mescid-i Nebevi'yi gerçekten şahane yapmışlar. Yerler pırıl pırıl. Bembeyaz, ışıl ışıl ışıklandırmalar. Bahçesinde, her yerde özel tasarım şemsiyeler mevcut. Bu şemsiyeler, özellikle çok sıcak havalarda güneşten korunmayı sağlıyor. Biz vardığımızda saat  23.30 gibiydi. O nedenle bahçesi çok kalabalık değildi. Bu arada Suudi Arabistan'da saatler Türkiye saatine göre 1 saat ilerde.



Mescid-i Nebevi'nin hemen yanı başında yapılan büyük inşaat dikkatimi çekti. Genel olarak Arabistan'da gezme fırsatı bulduğumuz şehirler, birer şantiye halindeydiler. Her yerde vinçler, yıkılan binalar, yerine yapılan yeni inşaatlar.



Kafile olarak, Yeşil Kubbe'nin hemen yanına geldik. Yeşil Kubbe'nin tam altı, Peygamberimizin yattığı yer. Dua edeceğiz, Kafile başkanımız bizi uyardı. Çok sessiz okuyacağım, siz de "Amin" derken sesinizi çok yükseltmeyin. Ve ellerinizi dua açarken yaptığınız gibi açmayın. Aksi takdirde etrafta dolaşan sivil polisler müdahale ediyorlar, dedi. Tüm bu uyarılara dikkat etmemize rağmen, gerçekten de golf arabasıyla gezen görevliler iki kez uyarı da bulundu bize, dağılın burada toplu dua etmeyin, diye. Onların inancına göre, sadece ve sadece Kabe'de dua edilir, diğer her yerde yapılan uygun değildir. Mezar başında yapılan duaları da, aksi olsa dahi, mezardakinden istiyormuşsunuz gibi algıladıklarından izin vermiyorlar. Bu nedenle de ülke de mezarlıkların yeri ya belirsiz, ya da üzerinde sadece bir taş var.

Yeşil Kubbe'nin içerden görünüşü

Dua yaptıktan sonra kadınlar ve erkekler ayrıldık. Çünkü girişler farklı kapılardan. İstikamet Peygamberimizin ve Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer'in yan yana yattıkları yer, yani yeşil kubbenin tam altı. Kapıdan girerken kadın görevliler çantalarınızı arıyorlar. Profesyonel fotoğraf makinelerine izin yok ancak artık herkeste kameralı telefon olduğundan, telefonları engelleyemiyorlar. Yine de sizi çekim yaparken görürseler uyarı alıyorsunuz.




Mescidin içi oldukça esiyor, o nedenle bir sonraki gelişlerde hep şal/seccade ile omuzlarımı korudum. Yürüme ve bekleme yerlerinde yerler mermer ve soğuk. Çantada hep patik bulunmasında fayda var. Peygamber Efendimizin "Cennet Bahçesi'ne" girebilmek için yaklaşık 1 saat bekledik. Cennet Bahçesi, kabrinin tam önündeki, minberinin bulunduğu, namaz kıldırdığı yermiş. Peygamberimiz hadislerinde "Evimle minberimin arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir" dediği için buraya çok önem veriliyor. Kırmızı halı bitiyor, cennet bahçesine girdiğinizi belirten yeşil halı başlıyor. İnsanlar burada namaz kılabilmek için birbirlerini eziyorlar. Rehberimiz bu sene İranlıların umreye gelmediğini (son siyasi olaylardan sonra), o nedenle de şanslı olduğumuzu söyledi. Çünkü İranlı kadınlar çok sertmiş ve çok itip kakıyormuş. Görevliler, grupları teker teker içeriye alıyor. Uzun bir bekleyişin ardından,  bizi de içeriye aldılar.




Ravza

Peygamberimizin bulunduğu yer bu beyaz brandaların arkası. Kadınlar ancak brandaların arkasından görebiliyor. Erkekler ise yanına kadar gidebiliyor. Ancak eşimden öğrendiğime göre, içeride zaten bir perde arkasında kaldığı için görünmüyor. Görevliler de zaten orada durup, oyalanmanıza izin vermiyorlar.


Buraya kafanıza göre her saat giremiyorsunuz. Belirli saatler de girişe izin veriliyor. Türkler ezilme, itme durumu olmasın diye, hep birbirini kollama çabasında ne mutlu ki. İlk girişimde aşırı kalabalık ve gürültüden ne geldiğimi, ne yaptığımı anlayabildim. İkinci girişimizde ise, Suudi görevliler tüm Türk kafileleri sona bıraktı, diğer herkesi içeriye aldı. Olumsuz gibi görünen bu durum meğer bize yapılan büyük bir iyilikmiş.  İtip-kakmaya meraklı tüm gruplar çıkınca, sadece Türkiye'den gelenler olarak içeriye girdik. Herkes birbirini bekledi, sabırlıydı, anlayışlıydı, gram sıkıntı yaşanmadı. Doya doya durduk, dua ettik, hala aklıma geldikçe o anlar, huzur doluyor içim.



Burası erkeklerin tarafı, minber de o tarafta. Uzattım kolumu korsan çekim yaptım kendimi göstermeden.




Bir de o anlar ile ilgili küçük bir videom var, ilk girişimizde itiş kakışta çekebildiğim kadarıyla.




Mescidin içi, ihtişamı muhteşem. Bir gün mescidin içinde annemle oturuyoruz. Hava güneşli ama bunaltmıyor. Birden hava karardı, güneş gitti. Noluyor dememe kalmadı, meğer aşağıdaki görkemli kubbe açılıp kapanabilen şekilde yapılmış. Üstümüz o nedenle açıkmış, yarım dakika sürmedi kapanması, vaaay be dedim.



Yeşil Kubbe

Medine'de bulunduğumuz süre boyunca, hava sıcaklığı 25 derece civarındaydı. Hiç bunalmadık. Ama gündüz ile gece arasındaki sıcaklık farkı fazla. Geceleri yanınıza muhakkak hırka, şal almanız gerekiyor.

Bin Dawood Market

Umreye giden herkes belki aynı şeyi söyler. Dışarıda alışveriş yapmak istiyorsanız, Bin Dawood marketlerine muhakkak uğrayın. Bin Dawood bizim BİM- A101 gibi. Her yerde bulabiliyorsunuz. İçinde marketin bulundurabileceği her çeşit yiyecek içeceğin dışında, hediyelik, günlük ihtiyaç, temizlik malzemeleri, hatta elektronik aletlerde var. İlk gün yanımızda Suudi Arabistan'ın para birimi olan Riyal yoktu. TL verdik, para üstünü riyal aldık. Bir nevi döviz bürosu gibi kullandık.



Mescid-i Nebevi 15. Kapı

Bizim otelimize giderken kullandığımız kapı 15 idi. 15. kapıdan çıktıktan sonra 5 dakika yürüyüp yolun karşısına geçiyorsunuz. Solda herkesin bilmediği bir park var. Bu park aslında önemli bir olayın gerçekleştiği yermiş. Peygamberimiz dünyadan göç ettikten sonra, Hz. Ebubekir'in Halifeliği burada alınan karar sonrasında ilan edilmiş.

Hz. Ebubekir'in halife ilan edildiği yer





Mescidin içinde herhangi bir yerde tespih göremezsiniz. Suud'lar  tespih çekmeyi de hoş karşılamıyorlar. Zaten namazlardan sonra Türkler dışında, tespih çekene de pek rastlamadım. O nedenle THY'nın uçakta hediye ettiği parmağa takılan sayaç matikler bayağı işimize yaradı. Bu arada tespih çekmeyi hoş karşılamıyorlar ama bütün dükkanlarda tespih satılıyor. Söz konusu ticaret olunca izin veriyorlar anladığım kadarıyla.





Mekke ve Medine'nin her ikisine de gidenler, Medine'nin daha huzurlu, insanlarının daha sakin olduğunu söylerler. Aslında misafirperverlikleri aynı. Araplar Türkleri seviyor. Öyle ki Türk müsünüz diye sorup, evet cevabı aldıklarında, yüzleri hemen gülümsüyor, "Türkiyyee Maşallah, Maşallah" demeye başlıyorlar. Türklerin kurallara riayet etmesi, kalabalıkta itip kakmamasını takdir ediyorlar. Bir de Osmanlı'dan kaynaklı sevgileri var. Ben Türküm dediğimde verdiği tepkileri görünce gururlanmadım desem yalan olur.  Medine'nin trafiği yok, hayat daha yavaş, insanlar daha az kalabalık. Havası temiz, sıcağı bunaltmıyor. Ben de bir seçim yapmam gerekirse Medine derim.





Medine'de ezan vaktine doğru hayat durur. Dükkanlar kapanır, seyyar satıcılar dağılır. Yukarıdaki resimi namaz saatine doğru çekmiştim. İnsanlar namazlarını kılıp çıktığı anda ise, boş alanlar hemen doluyor, her yer seyyar satıcı oluyor. Onlarda da zabıta var. Arada bir ürünlerini toplayıp koşan satıcıları görüyorsunuz.



Cennetül Baki Mezarlığı, Mescidin hemen yanında. Peygamberimizin ailesi, evlatları, 3. Halife Hz. Osman ve çok sayıda sahabenin defnedildiği yermiş burası. Suudi Arabistan'da kadınların mezarlığa girmesi yasak. O nedenle demir parmaklıkların arkasından bakabiliyoruz ancak. Erkekler ise girip, ziyaret edebiliyor.


Tur, Hz. Ebubekir Mescidi, Hz. Ömer Mescidi, Hz. Ali Mescidi, Anberiye Mescidi'ni de gezdirdi. Osmanlı Hicaz Tren Yolu'nu da gördük. Ecdadımız o kadar hassas ve düşünceliymiş ki, gelen trenlerin raylarda yarattığı ses, Peygamberimizin mekanını kirletmesin, gürültü yapmasın diye, rayların altı keçe ile kaplanmış.





Tur, bizi Kıbleteyn Mescidi (İki Kıbleli Mescid), Yedi Mescidler (Hendek), Kuba Mescidi, Cuma Mescidi'ne de götürdü. Her mekanın ayrı özelliği var ve İslamiyet tarihinde önemli olaylara şahit olmuş. Kuba Mescidi'nin yanında bir seyyar satıcı buzlu hurma satıyordu. İlk kez buzlu buzlu hurma yedim ve çok hoşuma gitti. Değişik bir hurma çeşidi, dondurma gibi oluyor, eriyince pek tadı kalmıyor. Bir akşam da bizi hurma bahçesine götürdüler. Doya doya hurma yedik, her çeşidinden ikram ettiler, meşhur Peygamberimizin kendi eli ile diktiği hurmayı da tatma fırsatım oldu.

Uhud Dağı
Bir başka gün Uhud Dağı'na gittik. Okçular Tepesi'ni gördük. Okçular Tepesi Uhud Savaşı'nda Peygamberimizin terketmeyin dediği halde, okçuların savaşın kazanıldığı düşüncesiyle terkettikleri ve savaşın kaybedilmesine neden olan tepe. Burada Peygamberimiz yaralanmış, Hz. Hamza şehit olmuş.


Okçular Tepesi
Uhud Şehitliği
Uhud Şehitliği'de, Suudi Arabistan'daki diğer mezarlıklar gibi dümdüz. Ve tabelalarda birçok dilde uyarılar mevcut. Mezarlıkları ziyaret ederken uyulması gerekenler hakkında yazılar yazmışlar.

Uhud Şehitliği
Uhud Şehitliği

Okçular tepesinin hemen altında, bildiğiniz pazar yeri kurulmuş. Herkes birşeyler satıyor, tezgahların üstünde ne ararsanız var. Açık ürünlerde hijyen konusunda büyük sıkıntı vardı, zaten oraya alışveriş için gitmemiş olduğumuzdan ve de ürünlerin hepsini şehirde bulabileceğimizden, tezgahlara yaklaşmak pek mantıklı gelmedi.





  
Hendek
Hendek



Medine'deki temizlik işçileri genelde Sudanlı, Pakistanlı ve Hindistanlı. Yollarda yürürken, elinde kürek ve süpürgeyle çok sayıda temizlik işçisine rastlıyorsunuz. Yanlarından geçerken sessizce, "selamunaleykum" yada "Allah kabul etsin" diyorlar. İlk başta anlayamadım, yabancı olduğumuzu anladıklarından hoşgeldiniz manasında mı söylüyorlar diye. Meğer bu işçiler çok az paralara çalışıyorlarmış. Dilenmek yasak ve ayıp kabul edildiğinden, size selam vererek kendilerini belli etmeye çalışıyorlarmış. Çok da mahçup insanlar. kimseye belli etmeden ellerine para tutuşturduğunuzda, başlarını öne eğip, dua ediyorlar. Biz de onlara bol bol dağıtabilmek için para üstlerini 1 riyal olarak yaptırdık hep. Bu arada bizim paramız Riyal'den değerli. Şubat 2016 itibariyle 1 TL= 1.22 SAR 'a denk geliyordu. Yani 100 TL verdiğinizde 122 riyal alıyorsunuz.


Ezan saatinde Medine





Medine'de Cuma günü ayrı bir telaş oluyor. Cuma ve Cumartesi resmi tatil. O nedenle civar şehirlerden de insanlar akın ediyorlar. Bize, eğer Cuma namazında yer bulmak istiyorsak, en az 3 saat öncesinden gitmemiz tembih edilmişti. 3 saat öncesinde dahi, insanlar akın akın Mescide yürüyorlardı. Mescid-i Nebeviye vardığımızda, tahmin edebileceğiniz gibi ancak bahçede yer bulduk. İçerisi dolduğu için girişler kapanmıştı. Kadınlar bölümüne gidip, şemsiyelerin altına, gölge bir yere seccadelerimizi serdik, üzerine oturduk.


Bir süre sonra arkamızdaki şemsiyeleri kapatmaya başladılar. Aaa ne güzel kapanıyor, keşke çekebilseydim derken, bizim üstümüzdekileri de kapatmaya başladılar. Tam o sırada ezan okunmaya başladı. Şemsiyelerin nasıl kapandığını ve o anı merak edenler buraya:





Medine'de hemen yolunuzun üstünde bulabileceğiniz çok sayıda alışveriş hanları var. Onlar avm diyorlar. Elbette öncelikli olarak kutsal yerleri ziyaret ve dini amaçlarla gidiyoruz. Ancak maalesef ki kendimize ve sevdiklerimize hediyeler almadan da duramıyoruz. Satıcıların Türkleri sevmesinin en büyük nedenlerinden biri de en çok alışveriş yapan millet olmamız. Çok sayıda Türk restaurant ve hediyelik eşyacı mevcut. Zaten eğer hediyelik inci, yüzük vb. almak istiyorsanız, Medine'den alınmalı. hem daha uygun, hem daha çok çeşit, hem de hepsini bir arada bulabiliyorsunuz. Biz de öyle yaptık ve inci satın alırken Medine'yi tercih ettik. Hatta gittik oralarda İstanbul pazarı yetmezmiş gibi, Zeytinburnu Pazarı'nı bile bulduk :)






Şimdi "Bu ne alaka" dediğinizi duyar gibiyim. Medine'deki otelimize gittiğimizde, alafranga tuvaletin hemen yanında gördüm. Kendileri çok afedersiniz "taharet musluğu" ya da taharet duş başlığı desek daha doğru olur. İnsanlar zamanla herşeye alışıyor efendim, ilk başta su fışkırtma düğmesine yanlışlıkla basıp da kafamı gözümü ıslatmış olsam da, sonrasında kullanmayı öğrendim :)

Suudi Arabistan'da elektrik düğmeleri yani prizler İngiliz tipi. Kuzey Kıbrıs'ta da aynı şekilde olduğundan, bunu taharet musluğu gibi garipsemedim :) 3'lü delik giriş var, üstteki tek delik(resimde priz yan olduğu için soldaki tek delik oluyor) aslında güvenlik için. Bu delikte elektrik bulunmuyor. Dolayısıyla Türkiye tipi ucu olan elektrikli aletiniz varsa ve uygun çevirici kafa mevcut değilse,  tek olan deliğe anahtar gibi birşey sokup, güvenliği açıp, fişinizi takabilirsiniz. Yine de siz daha önce karşılaşmadıysanız, yanlış yere anahtarınızı sokmamak için bir bilene danışın.


Mikat Mescidi
Medine'den ayrılma günü geldiğinde, Mekke'ye yola çıkmak üzere otobüsümüze valizlerimizi yerleştirdik. Umreyi gerçekleştirebilmemiz için ihrama girmemiz gerekiyordu. Bu noktalardan biri de Medine'nin hemen dışındaki "Mikat Mescidi" denen yerdi. Burada İhram namazı kılıp, niyet ediyorsunuz. Sonra yasaklar başlıyor. Kasıtlı saç,tüy koparmamak, kalp kırmamak, sineğe bile zarar vermemek gibi. Kadınların özel bir kıyafeti yok, erkekler ise 2 parçadan oluşan beyaz havlu dokusundaki ihram kıyafetlerini giyiyorlar. Eşim ve babam için Medine'den ihramlıkları zaten almıştık. Onlar normal kıyafetlerini çıkartıp, giyindiler.

Mikat Mescidi
Medine'den Mekke'ye yolculuğumuz yaklaşık 6 saat sürdü. Yol boyunca dağlar, develer, kurak çöl görünümünde düzlükler dışında neredeyse hiçbir şey yoktu.

Akşam 19.00 gibi Mekke'ye vardık. Bize, "kimse valizini almakla uğraşmasın, bellboylar halledecek, katlara çıkaracağız, siz yemeğinizi yemek için restauranta çıkın, Kabe'ye gitmek üzere hazırlanın" dediler. Herkes gibi bizde öyle yaptık. Yemekten sonra valizlerimizi almaya geldiğimizde, eşimin tüm eşyalarının tabir caizse iç çamaşırı ve çoraplarına kadar her şeyinin olduğu, işte o yukarıda gördüğünüz Zeytinburnu Pazarı'ndan ve diğer hediyelikçilerden alınan tüm hediyelerimizin bir arada olduğu valiz yoktu!

Sonra Ne mi Oldu? 

Suudi Arabistan Bölüm 2 - Mekke





50 yorum:

  1. Çok güzel gerçekten Allah herkese nasip etsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin, bizlere kısmet oldu, gittik. Gerçekten gençken gidilmesi gereken yerlermiş, özellikle Mekke'de bedenen çok yoruluyor insan. Tabi ki maddi açıdan mümkünse gidilebiliyor. Kısmet.
      Daha neler neler oldu, anlatacağım inşallah.
      Sevgiler ;)

      Sil
    2. Sömestrda aşırı kalabalık olduğu söyleniyor doğru mu diğer zamanalrdaki imkanlar olmaz diye korkuyorum açıkçası kabeye dokunamamak yelil halıda namaz kılamamak gibi :(

      Sil
    3. Her daim kalabalık Kabe, ama merak etmeyin dokunabiliyorsunuz, mübarek yerde namaz kılabiliyorsunuz. Çok kolay olmuyor, hep kendinizi kollamanız gerek ama Allah nasip ediyor. Bir de eğer sabah erken saatlerde ya da gece uyku saatleri gibi saatlerinde giderseniz daha tenha olabiliyor. Allah kabul etsin.

      Sil
  2. Çok duygulandım okurken ve sizin adınıza çok sevindim :)
    İNŞALLAH bir gün bizlerede nasip olur gitmek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aminn. İnşallah canım. Allah tüm isteyenlere nasip etsin. Orada da öyle dua ettim, adını bildiğim bilmediğim, gelmek isteyen herkese nasip olsun inşallah.
      Sevgiler.

      Sil
  3. İmrendim! Başka da bir şey diyemiyorum :)) Bana dua etseydin oraya gitmişken :)
    Ps: Çok fena çıkarcıyımdır evet. Dua buldum mu kaçırmam fırsatı :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapılan dua söylenmesi makbul değildir derler Dilekciğim ama inan ki aklıma geldin oralarda. Allah kabul etsin, senin de gönlünden ne geçiyorsa, hakkında hayırlısı ise olur inşallah.
      Kocaman sevgiler.

      Sil
  4. Allah Kabul etsin...esim umre yapti .insAllah ailece gitmeyi de istiyoruz..Cok güzel tanitmissiniz umrenizi ,cok bilgilendirici olmus,birebir sahit oldum sanki yaptiklariniza...sevgilerle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin teşekkür ederim. Aaa çok sevindim, inşallah en yakın zamanda size de kısmet olur. Daha yazacağım çok şey var fırsat buldukça. Umreye giderken hazırlık ile ilgili bulabildiğim kaynaklar da çok azdı. Belki gideceklere faydası dokunur.
      Eşiniz tecrübe edinmiş ama benim yardımcı olabileceğim her hangi bir sorunuz olursa, memnuniyet duyarım.
      Sevgiler.

      Sil
  5. Ne kadar güzel anlatmışsınız, okurken huzur buldum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Biraz olsun hissettirebildiysem ne mutlu ;)
      İsteyen herkese yerinde görmek nasip olur inşallah.
      Sevgiler.

      Sil
  6. Allah kabul etsin , gerçekten çok farklı ,tek anlamadığım konu neden insanlar birbirini itip ,ezmeye çalışıyor .Ne garip insanlar var .
    yazının devamını merakla bekliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin, teşekkür ederim.
      Birbirini itip, kakan, ezip geçmeye çalışanların amacı, bir an önce ulaşıp, dua etmek, ibadet etmek. Ama çok acaip tabi, sen insanlara zarar vererek, canını yakarak dua edersen, bir hikmeti kalır mı Allah bilir. Kabe'de de Hacerül Esved taşında da aynı şey oluyor. Herkes bakacağım diye birbirini eziyor, hatta biz oradayken, birinin boynu kırılmış diye söylemişlerdi. Bizi rehberler tembihledi, size zarar verecek şekilde hareket etmeyin, oraya girmeye uğraşmayın, sevap yerine günaha girersiniz, insan hakkına girersiniz, kendinize zarar verirsiniz diye. Ama orada dünyanın dört tarafından insanlar, onlar bizim milletimiz kadar hassas ve düşünceli değiller.
      Sevgiler.

      Sil
  7. Allah kabul etsin. Hacc-ı da nasip etsin ins. Cok Ayrıntılı guzel yazmışsınız emeğinize saglık. Yerler hüzünleniyoruz ye r yer maneviyatla doluyoruz Allah herkese nasip etsin ve Rabbim biz Müslümanlar'ı yolundan ayırmasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aminn. Çok teşekkür ederim. İnşallah hepimize.
      Oradayken Allah biliyor ya, Kabe ve Mescid-i Nebevi elbette bambaşka, onların dışında kalanları gördüğümde, ah vatanım sen ne güzelmişsin dedim hep. Hani gideyim de memleketimin toprağını öpeceğim denir ya. Ama şimdi günler geçtikçe, özlüyorum oraları. Çok enteresan bir duyguymuş. Döndükten sonra özleyeceksin diyenlere hiç inanmamıştım.

      Sil
  8. Ne güzel detayli anlatmissiniz. Allah kabul etsin

    YanıtlaSil
  9. Allah kabul etsin bizlere de nasip etsin inşallah yazınız öyle guzelki okurken bazen duygulandım bazen Gulumsedim devamini merakla bekliyorum
    sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin çok teşekkür ederim. İnşallah Allah tüm gitmek isteyenlere nasip etsin. İnsan orada, o kadar kalabalıkta (ki hac zamanı kim bilir nasıl oralar), renk, dil, ırk, kültür, engelli, hasta yaşlı, genç, hatta bebek, herkes aynı yerde omuz omuza. Halimize şükretmek ne demek onu anladım. Kabe'de tavaf alanında yürürken, yanımda, bir tahta üzerinde, benim hizamda ilerlemeye çalışan, ayakları olmayan bir adam vardı.
      Şükür ettim...

      Sil
  10. Çok güzel ayrıntılı yazmışsınız, teşekkürler, Allah isteyen herkese nasip etsin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim, sonuna kadar yılmadan okuduğunuz için. Görme imkanı bulduğum yerleri, birazcık size aktarabildiysem ne mutlu.
      Sevgiler...

      Sil
  11. Ben de gitmek istiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah Nilgün Hanım, Değişik bir kültür, değişik bir coğrafya. İmkan varsa, kesinlikle görülmeye değer.

      Sil
  12. Allah kabul etsin Allah hepimize nasip etsin inş bende çok istiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin çok teşekkür ederim.
      Allah gitmek isteyen herkese nasip etsin.
      Kocaman sevgiler.

      Sil
  13. Allah kabul etsin. :) okurken oraya kadınlar giremez, buraya kadınlar bakamaz, 45 yaş altındaki tek başına kadınlar ülkeye giremez:))))))))laikliğin ne büyük nimet olduğunu anlıyor insan:))))kabus gibi yahu. :)))25 derece sıcaklık iyiymiş ama..ben daha sıcak sanıyordum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin. Teşekkür ederim.
      Gerçekten de öyle. Suudi Arabistan'da özellikle kadınlar için çok yasak var. Araba falan da kullanamaz kadınlar öyle kafasına göre. Restaurantta özel aile yerleri var, perde arkasında yemek yiyorlar. Zaten Suud olanlar, sadece gözlerini gösteren peçe takıyor, bazısı gözünü bile göstermiyor. Buna rağmen, tecavüz, kadına saldırı gibi olayları sordum, şeriatın cezaları kati olduğundan, bizim ülkemiz gibi sık rastlanmıyormuş biliyor musunuz? Çünkü adam öyle birşey yaparsa, ya hadım ediyorlar, ya cuma namazı sonrası sallandırıyorlar ipte.
      Mekke çok sıcaktı, 38 derece, 2. bölüm Mekke olacak inşallah. Bir de kışıymış şu anda oraların, siz düşünün gerisini.

      Sil
  14. Allah kabul etsin Hanımım! Bize de nasip etsin inş ;) Dua etmeyi unutmadın inş :)
    Annemler de bu gün medineye geçmiş, cumartesi gelecek inş, 22 günlüktü onun umre, fotolardan görmek bile çok heveslendiriyor insanı!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Fenocuğum, Allah isteyen herkese nasip etsin, samimiyetle söylüyorum tabi ki dua ettim. Herşey gönlünce olsun inşallah.
      Aaa ne kadar sevindim, annenlerin de kabul ve makbul olsun inşallah. Mekke daha çok yoruyor, Medine'de dinlenecekler onlar. Allah kavuştursun sağlıkla. Döndüklerinde bak bakalım benim izlenimlerimle onların ki benzer olacak mı :)
      Fenocum, imkan varsa genç yaşta gidilmesi gereken bir yer. Birçok kişinin söylediğine kulak asmadan gittik biz. Ne yani şimdi günah yada sevap olan, umre/hacdan gelince günah olmayacak mı? Yok gençsiniz, yok açıksın, yok tutamazsın. Gerçi bunu genelde gitmeyenler söylüyor :)

      Kocaman sevgiler canım.

      Sil
    2. Amin amin inş. onu söyleyenler bana cahil geliyor, zaten kapanmak umre/hac öncesi içinde geçerli ki sanki dönünce ne yani :)))) Neyse dinimiz elh. çok zor değil, herkesin yapabileceği tarz da, inş. nasip olur biz isteyenlere de ;)
      Çok teşekkür ediyorum, bi gelsin de hayırlısı ile tabii ki kıyaslarım :))) Evet, baya yoğun geçiyor diyordu Mekke'de iken, dinlenme faslına geçti dediğin gibi ;)

      Sil
    3. Aynen canım. Kendi kendimize zorlaştırıyoruz dini.
      Allah kavuştursun hayırlısıyla, Kabe'den geleni, gelir gelmez karşılamak makbuldur derler, oraların nurunu taşırmış gelen. O yüzden benim için de öpersin ellerinden.

      Sil
  15. Ah gözüm gönlüm açıldı içim coştu sabah sabah. Ne mutlu Allah kabul etsin. Ve bizimle bu mübarek yerlerin fotolarını paylaşan elleriniz yüreğiniz dert görmesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok mutlu oldum. Amin inşallah, teşekkür ederim dualarınız ve iyi dilekleriniz için. Allah her isteyene gitmeyi nasip etsin. Biraz olsun oraları aktarabildiysem ne mutlu.
      Kocaman sevgiler.

      Sil
  16. ne ilginç yaaa görmek lazım. bir de iyi sevindim sıkıntınız olmamış çünkü cidden insanların başına neler geliyomuş yaaa oh sizin iyi geçmiş. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah Deep, size de görmek nasip olsun. Sıkıntı olmadı değil, eşimin valizi kayboldu, hastalıklar oldu. Ufak tefekleri saymıyorum. Oradayken sıkıntı çektik bayağı, ama yarın öbür gün yaşadıklarımızı tekrar okuduğumda, güzel anılar kalsın anlamında çok girmiyorum detaya :)

      Sil
  17. Çok çok çok duygulandım. Çocuklarımla gitmek istiyorum. Mescidi nebevinin kokusunu duymak istiyorum. İnşallah bize de nasip olur. Sahi valizlere ne oldu. Büyük bir heyecanla umre yazınızı da bekliyorum. Ve mezarlar belli belirsiz. Belki de doğrusu bu. Tapınak gibi kullanılıyor bizde bazen. Türklere başka bir gözle bakmalarına sevindim. Bu kadar ayrıntılı anlatmamız ne iyi olura bir gi. Gidersek prizler, taharet duşu:) aklımızda kalsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anne Güncesi, Allah tüm gitmek isteyenlere nasip etsin, sizlere de. Birşey vesile oluyor, bir bakıyorsunuz ki oradasınız. Valizimiz maalesef hacı oldu :) Gitti, bulunamadı, ayrıntısıyla yazacağım yazı yolda inşallah :)
      Mezarlar için, bazen düşünüyorum. Sırf Türkler değil elbette dünyanın her yerinden binbir türlü insan geliyor. Bizde bile Telli baba, Oruç baba gibiçok örnek mevcutken. Çaput yeri olabilirdi de. Ama bir yandan da Osmanlı türbeleri, ecdadın eserleri yıkılmış, üzülmüyor değilim.
      Birgün size de nasip olursa, daha ayrıntılı olarak, her sorunuza yanıt vermek isterim elimden geldiğince.
      Kocaman selamlar.

      Sil
  18. Allah kabul etsin, sıcaklık durumu çok ilginç gittiğiniz mevsimle mi alakalı hac zamanı genelde çok aşırı sıcaklar olduğu söyleniyor hep.
    Söylediğinize göre Mekke daha sıcakmış gerçi, :)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Teşekkür ederim. Hoşgeldiniz.
      Şu anda Arabistan'ın kışıymış. Medine'de de kısa kollu ile dolaşılabiliyordu ama akşamları serindi. Mekke 38 dereceydi kış olmasına rağmen, dedim kendi kendime insanlar Ağustos ayında, o kalabalıkta 50 derece ve üstü sıcaklığa nasıl dayanıyorlar dedim. Zor gerçekten.
      Sevgiler.

      Sil
  19. allah kabul etsin.2005 te nasib oldu gitmiştik.dönünce hedef koymuştuk 2010 da gidelim diye ama maalesef 216 oldu.bir daha ne zaman Allah bilir çok güzel ve ayrıntılı yazmışsınız kaleminize saglık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin çok teşekkür ederim. Sizin de Allah kabul etsin. İnşallah en yakın zamanda hepimize tekrar gitmek nasip olur. Gidince, insan tekrar gitmek istiyormuş gerçekten.
      Sevgiler.

      Sil
  20. Allah kabul etsin ,ne mutlu size genç yaşta nasip olmuş darısı başımıza inşAllah.
    Darısı başıma inşAllah. Çok güzel resimler gözlerim dola dola baktım zaten ilk önce ikinci yazınızı okumuştum hemen bunuda görmek istedim.
    Allah Haccıda nasip etsin inşAllah layık olmayı nasip etsin ,ALLAH razı olsun paylaşımınızdan dolayı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Siyah kuğu, ne güzel dualar etmişsiniz. Allah razı olsun sizden de.
      Gönlünüze göre, en yakın zamanda size de nasip olsun inşallah. Layık olanlardan eylesin Allah bizi.
      Çok teşekkür ederim.Sevgiler.

      Sil
  21. baktıkça özledimmm😞 ama o taharet musluğunu görünce kahkaha attım yaa 😅 aynı şey bendede olmuştu🙃

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet canım, özleniyormuş gerçekten. Zaman geçtikçe insan daha iyi anlıyor.
      Taharet musluğunda çok afedersin, elim alışana kadar elime yüzüme su püskürtmüşlüğüm oldu gerçekten :) Araplar totosunun rahatlığına bile düşkün :)

      Sil
  22. Allah kabul etsin. İnşallah bir gün bize de nasip eder :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Şafak Hanım. İnşallah gönlünüzce olsun. Her insanın imkanlar doğrultusunda görmesi, orada bulunması gereken bir yer. Dünyada ne kadar "hiç" olduğumuzu orada anlıyoruz.
      Sevgiler.

      Sil