/* Blog Hocam İletişim Sayfası */ .contact-form-widget { width: 500px; max-width: 100%; margin: 0 auto; padding: 10px; background: #E6E7E8; color: #000; border: 1px solid #656E75; box-shadow: 0 1px 4px rgba(0, 0, 0, 0.25); border-radius: 10px; } .contact-form-name, .contact-form-email, .contact-form-email-message { width: 100%; max-width: 100%; margin-bottom: 10px; } .contact-form-button-submit { border-color: #656E75; background: #E6E7E8; color: #000; width: 20%; max-width: 20%; margin-bottom: 10px; } .contact-form-button-submit:hover{ background: #679EC9; color: #ffffff; border: 1px solid #FAFAFA; } /* Blog Hocam İletişim Sayfası */

27 Eylül 2016 Salı

54 Bayram Klasiğimiz: Tarihi Vefa Bozacısı


Boza denince akla ilk olarak elbette Vefa Bozacısı geliyor. Vefa Bozacısı denince de, İstanbul'da adını vermiş bir semt :Vefa. Resimde de görülen Vefa Bozacısı'nın ilk ve tek şubesi, büyük dedeleri Hacı Sadık Bey tarafından 1876 yılında açılmış. O dönemde 200'den fazla bozacı varmış ancak Vefa Bozacısının bu dükkanı, dünyadaki ilk resmi boza ticarethanesi olarak da tarihe geçmiş.


Vefa Bozacısı'nın içi adeta tarih kokuyor. Tablolar, seramikler, aynalar, tarihi şişeler... Ufak bir dükkan olmasına rağmen, 1800'lü yılların sonlarına götürmeye yetiyor sizi. Vefa Bozacısı'na geldiğinizde, şanslıysanız biraz bekleyip oturmaya ve bu ortamı teneffüs etmeye fırsatınız olacaktır. Biz bayramın 3. günü gittik, 5 dakika bekledikten sonra oturmaya yer bulduk ve bu harika ortamda bozalarımızın keyfini çıkardık.

Eskiden, bozanın bardakta kalan kısmı ziyan olmasın diye, insanlar yanında kaşıklarıyla gidermiş. Hatta kaşığı olmayanların, bir parmak hareketiyle bozanın kalanını aldıklarını da görmüşlüğüm olmuştu. Şimdi ise kolayı bulunmuş. Bardağın yanında tarçınınızı ve plastik kaşığınızı da ikram ediyorlar.


Boza, benim küçüklüğümden beri çok sevdiğim bir içecektir. Darı irmiği, su ve şekerden mayalandırılarak elde edilen bu faydalı içeceği, eskiden mahalle aralarında kış aylarında"Bozaaa, Booooozaaa" diye bağıran bozacıların güğümlerinden, tencere-sürahilere doldurarak satın alırdık. Sonralarda birçok şey gibi mahalle bozacıları da yok oldu. Tadı o bozacılardan aldığımız gibi olmasa da, paketlenmiş şişelerde satın almaya devam ettik. Tıpkı o bozalar arasındaki tat farkı gibi, Vefa Bozası'nın da dükkanında cam bardaklarda içtiğiniz boza ile, şişelenmiş hali arasında fark var. İmkan varsa, yerinde içerek bu lezzeti tatmalı. Farkın nedenini sordum; şişelenmiş ürünün içinde maya yokmuş, dükkandaki ise mayalandırılıyormuş. Maya katıldığında bozanın ömrü 3 güne düşermiş. Tadında ise nüans farkı olurmuş.Şişedeki Vefa Bozası 15 güne kadar dayanabiliyormuş. Türkiye'nin her yerine ulaştırabilmek adına, bozanın şişelenmesi gerektiği için, bu yöntem kullanılırmış. 


Boza ile leblebi ikilisi çoğu kişi için vazgeçilmezdir. Ben illa ki boza leblebi ile içilecek diyenlerden değilim, hatta olmasa daha tercihimdir. Ama isteyenler için  Vefa Bozacısı'nın hemen karşısında bir de Vefa Leblebicisi bulunuyor. Vefa Leblebicisinin hemen yanında da, Vefa Gazozcusu :)


Vefa Bozacısı'nda, bozanın yanı sıra, sirke, nar, limon sosu, limonata, şıra, Osmanlı şerbeti, demirhindi ve dondurma da satılıyor. Tarihi sirke şişeleri çok ilgimi çekti.


Vefa Bozacısı'nda cam bardaklarda boza içmek harika bir keyif. Bardağı 3 TL. İsterseniz, bu keyfi cam şişe ya da plastik kavanozlarda evinize de götürebiliyorsunuz. Biz bozamıza tarçınımızı ekledik, plastik kaşıklarımızı da alıp, oracıkta içtik. Yanımızda olmayan ev ahalisi için de, plastik kapaklı bardaklarda bozamızı satın alarak evimize götürdük.


Ve Vefa Bozacısı'nda tarih kokan bir köşe. Bu köşede oturabilmek adına özellikle bekledik. Atamız, 1937 yılında Vefa Bozacısı'nı ziyaret etmiş ve bu camekan içindeki bardakta boza içmiş. Ona saygı olarak ve bu güzel günün anısına bardağı saklanıp, Atatürk köşesi yapılmış. Gördüğümüzde gözlerimiz doldu.

Çoğu kişinin bildiği, ziyaret ettiği ama birçoğunun İstanbul'da yaşasa dahi henüz keşfetmediği bir yer Vefa Bozacısı. İster İstanbul'da yaşayın, ister şehir dışında, bu sağlıklı lezzeti yerinde tatmayı ihmal etmeyin.

Sevgiler.