/* Blog Hocam İletişim Sayfası */ .contact-form-widget { width: 500px; max-width: 100%; margin: 0 auto; padding: 10px; background: #E6E7E8; color: #000; border: 1px solid #656E75; box-shadow: 0 1px 4px rgba(0, 0, 0, 0.25); border-radius: 10px; } .contact-form-name, .contact-form-email, .contact-form-email-message { width: 100%; max-width: 100%; margin-bottom: 10px; } .contact-form-button-submit { border-color: #656E75; background: #E6E7E8; color: #000; width: 20%; max-width: 20%; margin-bottom: 10px; } .contact-form-button-submit:hover{ background: #679EC9; color: #ffffff; border: 1px solid #FAFAFA; } /* Blog Hocam İletişim Sayfası */

22 Haziran 2016 Çarşamba

52 Cehennem Topuzu- Alabaş

Cehennem topuzu- Alabaş


İstanbul'da hiç karşılaşmadığım bir sebze: Cehennem topuzu. İlk gördüğümde mutasyona uğramış bir turp gibi görünmüştü gözüme. Sonradan öğrendim ki, İzmir Ödemiş'te bolca üretilip, ülkemizin farklı illerine gönderilen bir turp çeşidiymiş. Ege Bölgesi'nde alabaş adıyla biliniyormuş. Kıbrıs'ta ise cehennem topuzu-gulumbra olarak biliniyor.  Yurt dışında ise kohlrabi ismiyle anılıyor.


Büyüklüğü ortalama bir kavuna yakın olabiliyor. Açık yeşil ve eflatun olmak üzere iki rengi bulunuyor. Hem şalgama hem de turpa benziyor. Ancak tadı turp gibi acımtırak değil. Tarif etmesi güç ama hem tatlı bir turp yemiş, hem de elma yemiş gibi bir tat bırakıyor ağzınızda. Ayrıca hem yumru kısmı, hem de yaprakları yenebilen nadir sebzelerden biri.


Cehennem topuzu- Alabaş

Cehennem topuzu, Kıbrıs'ta genellikle, dilimlenip limon ve tuz ilavesi ile salata-meze gibi tüketiliyor. Acı bir tadı olmadığı için, sabah, öğle, akşam her öğünde yeniliyor. Yanına çakıstes zeytin de çok yakışıyor. Bu şekilde çiğ tüketilmesinin yanında, çorbasını, dolmasını, yemeğini de yapanları gördüm. Ancak ben en çok bol limonlu çerez gibi tüketildiği halini seviyorum. Gerçekten alışkanlık yapıyor, başladığınızda tabağı bitirmeden duramıyorsunuz. Daha önceden bu lezzeti nasıl tatmamışım diye üzüldüğümü biliyorum.

15 Haziran 2016 Çarşamba

84 Nerede Bu İstanbul Hanımefendisi? Hanım'dan Haberler Var




İstanbul Hanımefendisi bu aralar bloğuna pek uğrayamadı. Arayan, soran, merak eden herkese çok teşekkür ederim. Çok şükür olumsuz bir durum, sağlık problemi vb. yok. Aksine güzel haberler var paylaşabileceğim. Bir süredir mesleki gelişim ve yükselme ile ilgili bir lisansı almak için, yoğun olarak ders çalışıyordum. İş, ev, dersler arasında zaman bulmam biraz zor oldu. Sınav bitti, inşallah sonuçlarını da iyi alırım (dualarınızla).

Bununla birlikte iki kişilik çekirdek ailemize bir minik geliyor :) İnsan böyle güzel bir haber alınca, tüm sevdikleriyle paylaşıp, onların dualarını ve iyi dileklerini de almak istiyor. Sizler de benim blogger ailemsiniz, ortak paylaşımlarda bulunduğum sevdiklerimsiniz. O nedenle sizlerle de bu mutluluğumu paylaşmak istedim. Henüz 3,5 aylık küçücük bir pambık. Allah'ın bir mucizesi.

En büyük hayallerimden biri, bir bebek günlüğü tutmaktı. Şimdi bir yandan ileride, inşallah bizim pambığa verebilmek üzere günlüğümü tutuyorum. Bir yandan da bu heyecanımı, mutluluğumu, yaşadıklarımı, öğrendiklerimi yazdığım bir kardeş blog hazırlıyorum. Bu zamana kadar bu bloğu sadece kendime özel hazırlıyordum. İlk 3 ayın riski korkutuyordu beni. Şimdi ise bu heyecanı herkesle yaşayabilmek, önerilerinizden, tecrübelerinizden faydalanabilmek için sizlerle de paylaşmak istiyorum. O blog kendine has olarak, İstanbul Hanımefendisi'nden bağımsız bir günlük olarak devam edecek. Bu süreçte siz de benden desteklerinizi esirgemezsiniz değil mi?





Umarım bu süreci sağlıkla geçirip, yine sağlıkla kucağımıza aldığımızı duyurduğum yazıları da yazmak nasip olur. Allah tüm isteyenlere, bu güzellikleri yaşamayı nasip etsin.

İstanbul Hanımefendisi'nin Bebek Günlüğü

http://istanbulunbebegi.blogspot.com.tr/


Herkese Kocaman Sevgiler...