21 Ocak 2016 Perşembe
86 Acaba Bu Blogger Kimmiş? En Sevdiklerim Mimi
Blog dünyasına ilk girdiğimde, "Ya hu bu Mim de ne demekmiş?" demiştim. Mimin ne demek olduğunu bilmediğim günlerden, sevgili arkadaşlarım tarafından mimlendiğim günlere geldik. Ne mutlu... (Bu arada Mim: İşaret etmek anlamına gelir.Blog dünyasında mimlemek ise, bir konu hakında yazı yazıp, bu yazıyı da bir veya birkaç kişiye işaret edip, onların da bu konuda yazması için paslamaktır. Böylece o kişiler de mimlenmiş olurlar.)
Çok sevgili arkadaşım Kore Fenomeni, buradaki yazısında beni mimlemiş. Ben de seve seve yaparım tabi ki. Merak ediyorsunuz değil mi? Haydi başlayalım :)
En Sevdiğim Blog Hangisi?
Bu sorunun cevabını verirken, bir sayıya indirgeyemeyeceğimi, öyle yaparsam adını söylemediğim çok sevdiğim bloglara haksızlık edeceğimi düşündüm. O nedenle takip etmekten çok zevk aldığım ama, aslında beni Gfc'den takip etmeyen, herkesin mutlaka ziyaret etmesini istediğim 3 bloğu seçtim.
All Good Things Emel Hanım'ın objektifinden şahane evi. Her ziyaretimde içim açılıyor, kendimi bambaşka diyarlarda buluyorum. Huzurlu bir ev misafirliği nasıl olur sorusunun cevabı için mutlaka ziyaret edin. Keza sık sık güzel ikramlarda da bulunuyor.
Küçük Şeyler- Minyatür Hobi Özden Ceyhan'ın küçücük ama bir o kadar kocaman bir dünyası var. O gerçek bir sanatçı. Önceden uyarayım, mini minnacık minyatürlerdeki her ayrıntıyı düşündüğünü gördüğünüzde benim gibi hayretlere düşeceksiniz. Bu arada kendisi sadece 2010 yılından bu yana minyatür yapıyor ve kendi deyimiyle daha önce hiçbir eğitim almamış. Gerçek bir yetenek...
İstanbul İstanbul Olalı Blogger Bolat tam bir İstanbul aşığı. İstanbul'u okuyup, yazıp, paylaşmayı çok seviyor. Bloglar ve İstanbul denince kendisine değinmemek olmaz. Kendisiyle birçok röportaj da yapılmış, yazılarına çok kıymet verilen, değerli bir İstanbul Beyefendisi'dir gözümde. Mutlaka ziyaret edilmeli.
Bu Bloğu Nasıl Keşfettiniz?
Takip ettiğim blogların yazılarının altındaki yorumları tek tek okumayı çok seviyorum. Bir yorumdan başka bir bloğa, oradan başka bir bloğa daldan dala geziyorum. Bir de Google amcada bir konuyu araştırırken, yanına blog/blogspot da yazıp araştırıyorum. Böylelikle ünlü haber sayfalarına ya da web sitelere göre, benim için görüşlerine ve yaptıklarına çok daha fazla önem verdiğim bloggerların sayfaları görüntüleniyor ve onlardan faydalanıyorum. Bu blogların tamamını bu şekilde keşfettim.
Blogda Dikkatinizi Çeken İlk Şey Ne Oldu ?
All Good Things'de harika fotoğraflar, ve yazının altındaki duru yorum...
Küçük Şeyler- Minyatür Hobi'de elbetteki her ayrıntısı düşünülmüş muhteşem minyatürler...
İstanbul İstanbul Olalı'da İstanbul ile ilgili merak ettiğim birçok konunun adeta ben sormuşum gibi açıklanmış olması.
Blogda En Sevdiğiniz Yayın Hangisi?
Bir tanesi burada : Biri Açılmış, Biri Boyanmış, Biri de Pişirilmiş...
Bir tanesi şurada : Minyatür Ekmek Fırını
Bir tanesi orada : Bulgar Kahin Baba Vanga'nın İstanbul Kehaneti
Blogla İlgili Bir Tavsiyede Bulunmak İsteseniz Ne Olurdu?
Açıkçası keşke onlar bana tavsiyede bulunsalar. Ben onları bu şekilde tanıdım ve her hallerini seviyorum.
Vee... Tavsiye Edebileceğiniz Bloglar Hangileri?
Takip ettiğim ve çok sevdiğim o kadar çok blog var ki... Umarım hiç kimseyi atlamadan ve kırmadan tamamlayabilirim bu bölümü de. Sıralamayı listemdeki alfabetik sıraya göre yapacağım ki haksızlık olmasın ;)
Kore Fenomeni'nin yöntemiyle biraz gizem katmak istiyorum olaya. Sizden ricam önce tahmin edin, bakalım aynı blog mu çıkacak? Sonra bloğu ziyaret edip, yorumlar yazarsınız değil mi? Bir de takibe alırsanız, tadından yenmez...
Bu arada yoksa o siz misiniz?
18 Ocak 2016 Pazartesi
40 Bi Dolu Kozmetik Hediye
2016 yılına sayılı günler kala, sevgili arkadaşım Bi Dolu Kozmetik 'in, şahane hediyeleri olan çekilişine katılmıştım. Yeni yılın ilk günü ise, çekiliş açıklandığında çok mutlu oldum. İlk kez bir çekilişi kazanmış oldum.
http://bidolukozmetik.blogspot.com.tr/
Sevgiler.
12 Ocak 2016 Salı
67 Dışı Dikenli, İçi Ballı : Babutsa Meyvesi
Babutsa Meyvesi |
Babutsa ile ilk tanışmam, İstanbul'daki evimizin terasında olmuştu. Aslında kaynana dili dediğimiz kaktüs çeşidi ile tanışmıştım desem daha doğru olur. İki tekerlekli bisiklet kullanmaya geçiş dönemimdi. Abimin, bana biraz büyükçe gelen bisikleti ile, geniş terasımızda turlar atıyordum. Dört tekerden, iki tekere yeni geçen bir çocuk için hayli başarılı olduğumu düşünürken, dengemi kaybettim ve kendimi nev-i şahsına münhasır kaynana dilinin üzerinde buldum. Kısa kol tişörtümün koruyabildiği yerler dışında kalan kollarım, boynum, ellerim (neyse ki yüzümü koruyabilmişim :) diken içinde kalmıştı. O an anladım o kaktüse neden "kaynana dili" denildiğini :) Deydi mi fena yakıyormuş :) Annem cımbızla tek tek çıkarmaya çalışırken, daha da iyi anladım.
Babutsa Meyvesi |
Babutsa Meyvesi |
İstanbul'daki terasımızın bahçesinde yetişirken de, üzerinde çiçeğe benzer meyveler büyürdü ama Akdeniz bölgesinde yetiştiği kadar büyük olmazdı, haliyle de biz yemezdik. Ailemle beraber Kuzey Kıbrıs Lefke'deki Soli Harabeleri'ni geziyorken, bilet gişesinde duran abimiz, bize babutsa ikram etti. O gün şaşıp kalmıştım bu dışı dikenli, içi bal gibi meyvenin varlığına. Bir kere tanıdıktan sonra, Kıbrıs'ta aslında ne kadar çok yerde yetiştiğini ve ne kadar da çok meyve verdiğini görmüş oldum. Kivi büyüklüğünde meyveler yetişebiliyor dikenli dallarında. Eğer olur da denk gelirseniz, aman diyeyim çıplak elle dokunup koparmaya kalkmayın. Meyvesinin dışı da hayli dikenli. O nedenle ya içine geçirmeyecek kalınlıkta eldivenle toplanıyor, ya da hiçbir şey yoksa cips kağıtları ile tutuluyor. Tüm dikkatlere rağmen dikenine maruz kalırsanız ise, çıkarmanın en güzel yolu zeytinyağı ile ellerinizi ovalamakmış.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)